MAMUŞA TARİHİ
“1530 ve 1590 SAYIMLARINA GÖRE MAMUŞA'DA
YAŞAYAN NÜFUS
Osmanlı arşivi belgelerinde 167 numaralı MUHÂSEBE-İ
VİLAYET-İ RÜM- İLİ DEFTERİ'ndeki kayıtlara göre, hicri 937
(1530) yılında yapılan sayımlarda Mamuşa'da 18 evin, 4 bekârın
ve 1 askerin var olduğu anlaşılmaktadır.
Yine Osmanlı belgelerine göre hicri 999,miladi 1590
senesinde (Tapu Tahrir Defteri, Katalog-55, Hicri 999) yapılan
nüfüs sayımlarına göre Mamuşa'da yaşayan nüfusun açık Listesi
aşağıda verilmiştir.
1590 Sayımlarına Göre Mamuşa'da Yaşayan Nüfus Sayısı :
1.Mustafa
2.Sadık bin Abas,
3.Sait,
4.Musa,
5.Sadullah,
6.Memet Ali,
7.Samet,
8.İlyas,
9.Ömer,
10.Ahmet,
11.Hayrettin,
12.Sadullah,
13.Hamza,
14.Hüsnü,
15.Abdullah,
16.Osman Ali,
17.Sadık,
18.Abbas bin Said,
19.Ömer,
20.Mustafa bin Abaz,
21.Yahya,
22.Hüseyin Hüseyinoğlu,
23.Sait,
24.Abdullah,
24.Abdullah,
25.Ahmet,
26.Abdullah,
27.Harun,
28.Hasan,
29.Hüseyinoğlu
30.Abdullah
31.Hasan
32.Ali
33.Harun
34.Abdullah
35.Hamit
36.Abdi
37.Sait
38.Mehmetali
39.Mustafa Bin Mehmet
40.Sadık
41.Hasan
42.Hüseyin bin Harun
43.Sadullah
44.Ömer
45.Samir
46.Ali
47.Ali
48.Atmaca Ali
49.Atmaca Sadık
49.Osman Ali
50.Osman Ali Nur
51.Said İnbi Ömer
52.Said Ömer
53.Hamit
54.Said
55.Mehmet
56.Hasan Ali
57.Mustafa Ali
58.Ömer Ali
59.Halit Ali
60.Abdullah Ali
61.Sadik Ali
62.Ömer
63.Halit
64.Sadik
65.Sadullah
66.Ömer
67.Osman
68.Abdullah
69.Osman Nuri
70.Sadık
Mamuşa'da Yaşayan Bayan Seçmenler...
1.Ayşe
2.Hatice
3.Mevize
4.Emine
5.Hatice
6.Leyla
7.Nurka
8.Nuriye
9.Mahmudiye
10.Münire
11.Hiba
12.Hana
13.Kerime
14.Güliye
15.Esma
16.Hadiye
17.Hayriye
18.Hafize
19.Hamide
20.Fevziye
21.Fatime
22.Behiye
23.Kamile
Mamuşa'da Yaşan Müslüman Olmayan Seçmen Sayısı :
1.Dimitre
2.Marko
3.Miloş
4.Dimoti
5.Nikola
6.Stoyanko
7.Dimino
8.Petri
8.Simeon
Mamuşa.. Kosova coğrafyasında 6000 Türk'ün yaşadığı ata yadigarı bir kasaba.. Avrupa'daki Osmanlı yaşantısının günümüze uzanan canlı bir kesiti.. Mamuşa her yönüyle bir Anadolu kasabası; sanki Anadolu'dan bir kasaba alınmış, Avrupa'nın orta yerine monte edilmiş.. Bu özellikleri nedeniyle Mamuşa Türkiye ile birlikte anılıyor.1992-1995 yıllarında Avrupa'nın orta yerinde yaşanan Sırp katliamı Mamuşa'ya uzanmaya cesaret edememiş.. NATO müdahalesinden sonra bölgeye yerleştirilen Kosova Barış Gücü'nde görevli Türk askerleri Mamuşa'da konuşlanıyor. Askerlerimiz Mamuşalıların güven kaynağı.. Türk askerleri Kosova Fatihi Murat Hüdavendigar'ın Priştine yakınındaki türbesinde de nöbet tutuyorlar. Osmanlı, 1354'de Süleyman Paşa'nın Gelibolu'yu almasından sonra, Balkanların derinliklerine gönderdiği akıncılarla, "Şu Bizim Urumeli"nin kapılarını açmış oldu. 1389'da, cennetmekan Murat Hühavendigar'ın komuta ettiği o ünlü meydan savaşındansonra Kosova Üsküp Sancağı'na bağlandı. 1878'de başkent Prizren olurken, Mamuşa 6 kazadan oluşan bir il oldu. 1750'li yıllarda, 1. Mahmut döneminde Mamuşa büyük bir gelişme yaşarken, padişahın izniyle burada görkemli saraylar yapıldı. Bu göz kamaştırıcı gelişme Sultan Mahmut döneminde yaşandığı için buraya o dönemde "Mahmut Şah" denmiş, bu söylem zamanla Mamuşa'ya dönüşmüştür. 1992-95 arasında, paramparça edilmiş eski Yugoslavya coğrafyası üzerinde Sırplar eliyle sürdürülen Müslüman soykırımının gerçek hedefini ne Türkiye, ne de İslam dünyası tam olarak algılayamadı.. Osmanlı'nın rolünü çalma peşinde olan ABD'nin, Osmanlı'nın 600 yıllık saltanatının temelinde yatan Allah korkusuna dayalı bir adalet anlayışına sahip olmamasının insanlığın başına ne büyük belalar açabileceği düşünülemedi.. Dün kadar yakın bir geçmişte, Avrupa'nın göbeğinde "Sırp Kasabı" eliyle yapılan soykırım, bir yönüyle, Emperyalist Batı'nın Balkanlara, Ortadoğu'ya, Kafkaslara yerleşme planlarına Türkiye'nin, Rusya'nın ve İslam dünyasının ne tepki vereceğini ölçme amacıyla düzenlenmişti. Tepki beklendiği gibi cılız olunca ABD, 9/11 İkizkuleler gösterisiyle, çoktandır planladığı 5000 devletçikten oluşan yeni bir dünya haritası yaratma planını hayata geçirmeye başladı.. "Böl ve yönet" emperyalist Batı'nın her zaman sonuç aldığı bir taktiktir.. Eski Yugoslavya coğrafyasında Kosova da ABD'nin bu planı çerçevesinde doğdu. İlk zamanlarda Kosova'nı kuruluşunu desteklememiz yönündeki yazılarımız eleştirildi; "Kosova'yı ilk tanıyan devletlerden biri olarak Amerika'nın planına hizmet etmiş olmadık mı?" dendi. Başka türlü davranmamız, daha mı akılcı olurdu? 600 yıl egemen olduğumuz bir coğrafyaya ilgisiz kalmamız mümkün müydü? Tarihi ve kültürel bağlarımız buna izin verir miydi? Açın bakın İsmail Hakkı Elverdi'nin Avrupa'da Osmanlı Mimari Eserleri adlı kitabına; her köşebaşında bir ata yadigarı bulunan, Türk kültürünün ve Türkçenin hala bütün canlılığı ile yaşadığı bu coğrafyaya nasıl sırt çevirebilirdik ki?.. DİLİMİZİN İLK SÖZLÜĞÜNÜ YAZAN ŞEMSETTİN SAMİ O COĞRAFYADAN, İSTİKLAL MARŞIMIZI YAZAN MEHMET AKİF ERSOY'UN BABASI O COĞRAFYADAN.. KOSOVA'YA İLGİSİZ KALABİLMEMİZ MÜMKÜN MÜ?.. Çok daha önceleri, çok daha aktif olabilseydik bugün Kosova'da Türkçe de resmi dillerden biri olabilirdi. Bugün Kosova'da, maalesef Türkçe'nin yerine İngilizce üçüncü resmi dil! Evet, konuştuğumuz dilin ilk sözlüğünü yazan Şemsettin Sami o coğrafya'dan, sıkı durun İstiklal Marşımızın Şairi Mehmet Akif Ersoy'un babası İpek Arif Hoca o coğrafyadan, ama o coğrafyada Türkçe bugün resmi dil değil! İçinize sindirebiliyor musunuz bu gerçeği? Kosova bağımsız olduğu ilk günlerde Türkçe'nin de resmi dil olması konusunda çok çalışıldı. "Staratejik Müttefikimiz" ABD bu konuda beklediğimiz desteği vermedi; Türkçe yerine İngilizce üçüncü resmi dil oldu. Bu arada, Mamuşa gibi Türklerin yoğun olarak yaşadıkları yerleşim beldeleri de belediye değil, "Pilot Belediye Birimi" yapıldılar.. Mamuşalılar Türkçenin geçerli olduğu bir bir belediye olma konusunda kararlı davrandılar, yılmadan mücadele verdiler.
Mamuşa toprakları tarıma elverişli olduğu için halk geçimini tarımcılıkla sağlıyor. Her geçen gün artan seralar günümüz teknolojisinden de faydalanılarak genişletiliyor.
Mamuşa'nın mühim binalarından biri de Mamuşa camisi. 1980'li yıllarda inşaa edilen camii şu an Mamuşa'da faaliyette olan tek ibadethane. Biri büyük, üç küçük kubbeden oluşan caminin içi ahşap işlemelerle bezelidir. Balkan ülkelerinde cami karşısında yer alan saat kulesi geleneğini burada da görmek mümkündür.

Mamuşa saat kulesi 1831 yılına tarihleniyor. Kule, Mamuşa`nın tarihî dokusuna sahip en önemli yapıları arasında... Saat kulesinin hemen yanında ise camiye ait olan bir medrese bulunuyor.
Mamuşa Kosova'daki bir Türk kasabasıdır. Anadolu'daki bir kasabadan farksızdır. 19. yüzyılın başında Padişah II. Mahmud bu çevreye hanlar, saraylar, camiler inşa ettirmekteydi. Bu sırada Anadolu’nun orta kesiminden, bir fikre göre Tokat civarından getirilen Türk ahali ile kasaba meskûn hâle getirilmişti. 1998-1999 Kosova Savaşı sırasında 5.000 nüfuslu kasaba, 45.000 civarında Arnavut’u evlerinde misafir ederek Sırplardan korumuştur. Sırplar da Türkiye'nin bölgede tarihten gelen gücünden çekinerek bu Türk kasabasına saldıramamıştır.